TR
  • English
  • Türkçe
  • Deutsch
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • 中文 (Zhōngwén), 汉语, 漢語
  • español, castellano
  • فارسی
  • Français
  • Cittaslow - Türkiye’nin Huzur Veren Şehirleri - Güneydoğu Anadolu

    Türkiye

    HALFETİ

    Halfeti

    Halfeti Şanlıurfa şehrinin en batı noktasında, Fırat Irmağının doğu yakasındadır. Halfeti 3000 yıllık tarihiyle Türkiye’nin en olağanüstü yerlerinden biridir.

    Derin bir geçmişe sahip şehir, kendine özgü bir güzelliğe sahiptir. Efsaneye göre Halfeti, dünyada siyah gülün yetiştiği tek yerdir. Yerel halk dilinde bu güllere “Ağlayan Arap Kızı” denir. Güller, ilkbahar ve sonbaharda çiçek açarlar.

    Günümüzde Halfeti iki bölüme ayrılır: Eski Şehir ve Yeni Şehir. Eski şehir, çiftlik evleri ve camisiyle 2000 yılında Fırat Nehri üzerindeki Birecik Barajı bitirildiğinde sular altında kalmıştı. Halfeti’nin sakinleri yaklaşık 15 kilometre ötede “Yeni Halfeti” adı verilen bir kasaba kurup oraya taşınmak zorunda kaldılar. Su altında kalan şehre “Eski Halfeti” adı verildi.

    Bölgeye ilk yerleşimlerin Asur Kralı 2. Şalmaneser döneminde gerçekleştiği Halfeti’nin tarihi MÖ 885 yılına kadar uzanır. Yerleşim, Roma Dönemi’nde “Akamai” adıyla gelişmiş, sonraları “RomaionKoula/Roma Kalesi”nden türeyen “Koyla” ismini almıştır. Roma döneminden sonra birçok medeniyetin hakimiyeti altına giren bölgeyi MS altı ve sekizinci yüzyıllar arasında Sasaniler, Araplar, Emeviler ve Abbasiler yönetmiştir. 11. yüzyılda Selçuklular Halfeti’yi ele geçirmiş ve bölge 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır.

    Halfeti, 2013 yılında Cittaslow (yavaş şehir) ilan edilmiştir.

    Eski Halfeti’ye kıyıdaki küçük teknelerden biri kiralanarak ulaşılabilir. Yarı batık taş evler, ağaçlar, minareler, eski kale ve saray gibi tarihi anıtların manzarası muhteşemdir. Savaşan Köyü’nün yarı batık minaresi, Halfeti’nin en simgesel yapılarından biridir.

    Gölün çevresinde Patlıcanlı Halfeti Kebabı ya da Şabut Balığı Izgarası gibi yerel lezzetleri tadabileceğiniz küçük restoranlar vardır. Ayrıca 200 yıllık Kanneci Konağı’nda ya da köyün etrafındaki bahçelerde Türk Çayı yudumlayabilir ya da Türk Kahvesi’nin tadına varabilirsiniz.